Bir zamanlar tüyleri bembeyaz, gözleri parlak, yere hiç konmadan uçan bir güvercin varmış. Onun uçtuğu yerde ne kavga ne gürültü ne küslük ne anlaşmazlık yaşanırmış. İnsanlar güvercini gördüğünde kucaklaşır, türküler söyleyerek gökyüzünde süzülen güvercini selamlarmış. Güvercin, kâh sarp kayalıklardan kâh ağaçlardan bakar, gözünü insanların üstünden hiç ayırmazmış. Rivayet o ki; güvercinin neşesi ve gücü merhametten […]
Devamını Okuİyi insan olmak nedir? Bir insan nasıl iyi olabilir? Yorgunuz. Sanılmasın ki biz sadece yaşadıklarımızdan yorgunuz. Bilmek ve öğrenmekle, tanık olmak ve biçare kalmakla yorulmaya başladık aslında. Yaşadığımız dünyanın; barındırdığı tüm güzelliklere rağmen tehlikeli bir yer olmasından, güvensiz bir hal almasından yorgunuz. Henüz yaşamın başında, yaşadıklarımız birikmeden, okuduklarımız ve anlatılanlarla başladık yorulmaya… İçine doğduğumuz görerek […]
Devamını OkuYazmak… Suya düşen serçe gibi oyun oynamak… Rüzgârın yönünü gösteren eğik bir ağaç gibi kabullenmek… Yazmak… Doğumdan sonra beklemek ağlayışı… Her gün metrelerce kar küremek okumak için kitapları… Yazmak… Eskimiş bir ayakkabının yamaya düşen utancı… Titrek bir mumun çerağında elini ısıtma telaşı… Yazmak… Başlangıç, nihayet, sonsuz bir akış… Her nefeste gerekli, her istekte zaruri… Toplumcu… […]
Devamını OkuBarut kokusu, sis ve kül bulutuyla sarılı, dinmek bilmeyen bir fırtınanın öfkeli sesiydi sanki top sesleri… Çanakkale’de çocuk olunca, yüksek yamaçlarda deniz üstündeki gemileri seyretmek, suya düşen mermileri izlemek bir oyundu. Ali, henüz okumayı sökmeden müzik ve resme ilgi duyan, akranlarıyla iletişim kurmakta hep zorlanan çekingen bir çocuktu. O dönemde yaşayan hemen herkes gibi hayali […]
Devamını OkuÇok uzaklarda değil hasret duyduğumuz zamanlar. Bir şarkıya sığacak kadar masum, bir seste büyüyecek kadar isyankâr… 7’den 77’ye abi olmak gibi, yüz binlerin diline pelesenk olmuş bir marşı duymak gibi, tavrı tarzı sesi samimiyetiyle baba olmak gibi… Aynı dönemin içine sığdı iki büyük efsane. Ozan sözleri de vardı müziklerinde, halkın sözleri de. Şark’ın ezgisi Batı’ya […]
Devamını Oku10, 9, 8,… 1, 0. Hoş geldin 2025! Hâlâ eskisi gibi heyecanla geri sayan var mı bilmiyorum ama ben çocukluğumdan beri büyük bir heyecan ve ciddiyetle ayağa kalkar ‘o an’ın büyüsüne bırakırım kendimi. Sanki her şey geçip gitmiştir ve yeni gelen sürprizlere gebedir. Nelere kadirdir? Neleri değiştirir? Belki birkaç dakika sonrasında ilk dileğim gerçekleşir, belki […]
Devamını OkuKütahya düştü… Afyon ve Uşak düştü… Eskişehir düştü… 1921 Temmuz’unu mevsim normalleri değil endişe ve korkunun engellenemez çerağsı kavuruyordu. Oysa birkaç ay önce Sakarya’nın batısı, hürriyetin engellenemez coşkusunu körüklemişti. Gençlerimiz “Bitti bu iş!” diyor, tecrübelilerimiz kaygılanmaya devam etse de içten içe gençlerin haykırışlarına kapılıyorlardı. Fakat bozgun, bir temmuz zamanı düştü. Polatlı’dan duyulur oldu top sesleri. […]
Devamını OkuBir yola çıkıyoruz. Heyecanı, sevgiyi ve umudu elden ele taşıyoruz. Bir çiçektir gönlümüzü coşturan, bir çiçektir bin anlamı yüklenip hayatımıza karışan. Açar bozkırın ortasında, kalbinde insan. Yaşanmışlıkların hatırası, yaşanacakların iyilik temennisidir. Sokaktır, şehrin güzel anılarına… Ozanın ruhundan hayata damlayan bir şiirdir. Bir çiçektir roman kahramanına ismini veren. Bir çiçektir özlemle anıları canlı kılan. Bir çiçektir, […]
Devamını Oku