Gürsel Korat
Yirmi Dokuz Ekim

Geçmiş kötü zamanların zorluğu bir defa söylenmekle anlaşılmıyor. Üstelik kötülük çok sık anıldıkça olağanlaşıyor, yaşamın bir parçası oluyor. Ben yine de ruhumuzu eskitmemeye çalışarak şu kötülüğü anımsatayım: 1915 yılı ülkemiz için korkunçtu. Yalnızca Çanakkale’de toplumun en eğitimli ve en fedakâr iki yüz elli bin askeri öldü. Birinci Dünya Savaşı’nda ailesinde kayıp olmayan kişi neredeyse yoktu. […]

Devamını Oku
94 Yıl Sonra Yaban

Yaban romanını kuruluş edebiyatının başına yerleştirmek gerekir. Orada aydın yalnızlığının yanı sıra, düşman işgalinden doğan tehlikeyi sezemeyen halkın ruhsal durumunu görürüz. Yunan işgalini önemsemeyen eğitimsiz köylüler yazara göre korkunçtur. Roman tekniği yazarın anlattığı konuyla duygudaşlık ettiği bir noktadan ilerlediği için okuru da bir üzüntü kaplar. Yazarın Sodom ve Gomore’yi yazarken yaşadığı öfke büyümüş ve yalnızlığa […]

Devamını Oku
Rüzgarlı Sokak – Birinci Yeni

Günlük yaşamda konuştuğumuz dili Nâzım Hikmet’e borçlu olduğumuzu yazan Gündüz Vassaf’a hak veriyorum; en azından bu yeni dille olağanüstü şeyler söyleyip kayıt altına alan ve kulaktan kulağa yayan oydu.  Yine de 1911 yılında Genç Kalemler dergisinde yayımlanan “Yeni Lisan” bildirisinin bu işi başlatan en önemli etken olduğunu unutmamak gerekir. O bildiride İstanbul Türkçesinin ve asıl […]

Devamını Oku
Keçileri Kaçırmak

Yıllar önce, 1992 yılında Ankara Arkeoloji Müzesi’ndeki kültür varlıklarını anlatan bir belgesel çekiyorduk. Hattuşaş’ta ve Polatlı’da da çekimler yapmıştık. Dramatik bir belgeseldi, Çetin Öner yönetiyor ve Kral Midas’ı da Semih Sergen canlandırıyordu. Ben iki yönetmen yardımcısından biriydim. Otuz beş milimetre film çalıştığımız için setin kurulması, kameranın hazırlanması uzun zamanlar alıyor, genel olarak bu durumlarda doğrusu […]

Devamını Oku
Karanfil Sokak

1982 yılında 1 Mayıs günü Kızılay’da köşe başlarında karanfil satılıyordu. Kendime söz vermiştim, o gün Karanfil Sokak’a gidecektim. Çünkü bayram kutlaması yapılamıyordu; ne bir anma toplantısı ne de bir yürüyüş vardı. Askeri cunta göz açtırmıyordu, solcular için yaşadığımız dünya bir toplama kampı haline gelmişti. Karanfil Sokak’a yakama bir karanfil takmış olarak girdim. Ankara’da sokaklarda geçirdiğim […]

Devamını Oku
Bir Kuşun Ormanı

Ankara’nın kışın kömür yakmaktan gelen çok ağır bir sorunu vardı: Hava kirliliği bazen öyle üst düzeylere çıkardı ki, gaz odasına girmiş gibi olurduk. 1982’de pencereden bakınca gözün gözü görmediği bir dumanlı havayı çok iyi anımsıyorum. O gün derin bir kederle Cebeci’deki kampusa gitmiştim. Kömür kokusu dehşetli bir alt bilinç gibi içimi yoklayıp duruyordu. Şehrin kömür […]

Devamını Oku
En çok okunanlar

Yirmi Dokuz Ekim
Ekim 12, 2025
94 Yıl Sonra Yaban
Ağustos 12, 2025
Rüzgarlı Sokak – Birinci Yeni
Mart 18, 2025
Son Sayı

Bültene Abone Ol

E-posta listemize abone olun ve güncel kalın!